1980’lerde ve 90’lı yıllarda yurtdışından gelen beyaz eşyalar neredeyse hiç bozulmadan 25-30 yıl tıkır tıkır çalışırdı. Hatta Ankara’da öğrenci evimize aldığımız ikinci el buzdolabı en az 30 yıllıktı ama yine de hiç sorun çıkarmadan bizi mezun etmişti. İstanbul’da 2012 yılında kendi evimizi aldığımızda başta beyaz eşyalar olmak üzere neredeyse tüm eşyalarımızı da en dayanıklı olduğunu düşündüğümüz ürünlerle yenilemiştik. Ancak bu geçen 12 yıllık süreçte buzdolabımız 2 defa bozuldu ve son arızasında 10 yıllık garanti süresi dolduğu için bu kapsamda tamiri olmadı. Ya buzdolabı fiyatının yarısını verip tamiri yapılacak veya yenisiyle değiştirilecekti. Nihayetinde yeni bir buzdolabı alındı. Bu arada 2 yeni televizyon, 6 telefon, 4 bilgisayar, 3 printer, 2 adet farklı işlevi olan elektrik süpürgesi ve diğer eşyaları da dikkate aldığımızda evimizde neredeyse değişmeyen eşya kalmamıştı. Bu konuyu kafaya takıp araştırdığımda “Planlı eskitme” adı verilen bir teknolojinin pençesinde eşyaların ömrünün planlı olarak kısaltıldığı ve buna paralel olarak, ister istemez gün geçtikçe tüketicilerin daha hızlı bir sirkülasyonla satın alma yapmak zorunda kaldığını anladım.
Amerika’da bir itfaiye istasyonunda bulunan meşhur ampul takıldığından bu yana 110 yıldır aynı şekilde yanıyor ve bu ampulün hala çalışmasının sebebi ise planlı eskitme” dahilinde üretilmediği içindir. 1920’lerin başında 2.500 saatten fazla ömrü olan ampüllerin uzun kullanım ömrü satışları düşürmekteydi. Kartelleşen üreticilerin, maksimum ömrü 1.000 saati geçmeyecek şekilde yeniden tasarlayıp ürettiği ampüller sayesinde satışlar tekrar yükselişe geçmiş ve “Planlı Eskitme” teknolojisi kapitalizmin en büyük silahlarından biri olmuştur. Planlı eskitme, endüstriyel tasarımda bir ürünün belli bir süre sonra eskiyerek veya işlevsiz hale gelerek sınırlı bir kullanım ömrüne sahip olmasını tasarlamak ya da planlamaktır.1940 yılında ise Dünya naylonla tanıştı. O dönemde üretilen naylon çoraplar o kadar dayanıklıydı ki bu çoraplar birbirleri ile birleştirilerek araba dahi çekilebiliyordu. Haliyle tekrar satılamayan bu sağlam çoraplara her ne olduysa artık bu çoraplar sürekli yırtılıyor, deliniyor ve kaçıyor.
Evladiyelik olarak satılan ürünler artık kalmadı. Sistem bize al, kullan, at yenisini al ve bunları da hızlı bir şekilde yap diye zorluyor. Durma devam et. Ürünleri sadece bozulduğu için değiştirmiyoruz. Modası geçti diye eskimeden yenileri alınan kıyafetler, kasası değiştiği için yenilenen arabalar, yeni modeli çıkar çıkmaz önceki modelinin pabucu dama atılan prestij olarak algılanan cep telefonları, belirli sayıda baskı yaptıktan sonra, önceden yüklenen yazılım nedeniyle, arıza veya kartuş hatası veren yazıcılarda yine planlı eskitmenin diğer örnekleridir. Hafızası arttırılamayan, pilini kullanıcının değiştiremediği, yazılımı nedeniyle gittikçe yavaşlayan cep telefonları, önceden servise gittiğinde parçalarının tamiri yapılan arabaların artık mecburen arızalı parçasının tamamen değiştirilmesi zorunluluğu da yine planlı eskitmenin sonuçlarıdır.
Kısa vadede ekonomiyi canlandıran planlı eskitme uzun vadeye baktığınızda ciddi problemler yaratmaktadır. İsraf, Çevre kirliliği, gelecek nesillerin refahından çalınan kaynaklar göz önüne alındığında sürdürülebilirlik konusunda ciddi sıkıntılar ortaya çıkmaktadır. Avrupa birliği 2015 yılında cihaz ürünlerinin amaçlanan ömrünü ve ürünün yedek parçalarına ne kadar önceden ihtiyaç duyulacağını beyan etmeleri gereken yasayı kabul etti ama bunu destekleyen kanunların hızlı bir şekilde çıkması gerekmektedir.
Sizde veya çevrenizde kronik rahatsızlığı olan varsa, ilaçların hastalığı değil semptomlarını geçici olarak bastırdığını üzülerek görürsünüz. Tansiyon ilacı yüksek tansiyonu iyileştirmez ve her gün almanız gerekir. Diabet ilaçları da aynı şekilde sürekli kullanılmak zorundadır. Benim için bu da planlı eskitmenin farklı bir türevidir.
Üretimleri düşmesin diye büyük şirketlerin sistematik olarak kullandıkları “Planlı Eskitme” teknolojisi, günümüzde zararlı bir virüs gibi ilişkilerimize de sıçramış durumdadır. Arkadaşlıklar, dostluklar hatta bir ömür süren evlilikler bile sanki görünmez bir “Planlı Eskitme” teknolojisinin gölgesinde vadesi gelmeden tüketilmektedir. Ancak ilişkilerimizi hızla tüketirken bir yandan da tüketilenin kendimiz olduğunun farkına ne zaman varacağız. Sanal platformlardaki yüzlerce arkadaşımızdan kaç tanesinin gerçekten ihtiyacımız olduğunda emoji atma yerine yanımızda olacağını tahmin edebilirsiniz? Düğünlere veya cenazelere kaç arkadaşınız geliyor? Okul arkadaşlarınızdan kaçı ile hala kankasınız? Askerlikte bedelli oldu, askerlik anısı anlatıp hatıralarınızı paylaşacak kaç tertibiniz var?
Sizi bilmem ama ben ilişkilerimde “Planlı Pekiştirme” ye inanıyorum. Biliyorum ki bu hayatta en değerli şey dostluklar, ilişkiler ve hayat arkadaşınızdır.
Hayat paylaştıkça güzel.
Satın Aldığımız ŞeylerBozulmak İçin mi Tasarlanıyor?
Tarih
Sonuna kadar katılıyorum. en son yaşadığım bir olayı buna tam örnek evimizdeki bulaşık makinasını ara sıra su kaçırıyordu servise yolladık 10 yılı doldurduğu için artık Arçelik parçasını üretmiyormuş.
bu olaylar tüm hayatımıza yansıyor sosyal hayatımızda bu durumda
çok güzel ve tam zamanında bir yazı olmuş tebrikler
Çok Teşekkür ederim. Maalesef hayatmızın bir parçası olan planlı eskitme ilişkilerimize yansımasın.