Özgürlük, Zorunluluğun Bilincinde Olmak

Tarih

Biz mi seçimler yapıyoruz, yoksa seçimlerimiz mi, bizi biz yapıyor? Farkındalık ve sorumluluk alma süreçlerini belirleyen seçimlerde neye dikkat ediyorsun? Seçimler yaparken vizyon, tutku, disiplin ve vicdanının içinde olduğu bir pusulan var mı? Peki, senin istediğin kapıları açan soruların nedir? Hangi tercihleri, beklentileri, niyetleri ve duyguları zorunluluk olarak algılıyorsun? Bu yazımda, bilinçli ve bilinçsiz eylemlerimizi etkileyen, karar süreçlerinde, ne kadar özgür seçimler yapabildiğimizi paylaşmak istiyorum.
Sorumluluk Almak
Son zamanlarda farklı kurumlarda yönetici lider olan arkadaşlarla yapılan sohbetlerde en sık duyduğum yakınma, sorumluluk almak istemeyen bir kuşak olduğundan bahsederler. ‘’Biz ne söylenirse yapıyorduk, bunu ben yapmam ne demek’’ sözleri kulağa tanıdık geliyor mu? ‘’Misafir umduğunu değil, bulduğunu yer.’’ Şuan biz bu kuşağın misafiriyiz. Peki bu süreç nasıl yönetilmelidir? Ev sahibi kışkırtılmaya nasıl bakıyor?
Kişi eylemlerinden sorumlu tutulacaksa, kararlarda sorumluluk bilincinin oluşturulması isteniyorsa, eylemler içinde seçim yapabilme ve özgür iradesine hitap ediyor olması önemlidir. İşveren olarak aldığınız tüm kararların birebir sorumluluğunun alınmasını istemeniz normaldir. Bu kuşağın sorgulayan yapısı, sorumluluk almak istemiyor olarak algılanmaktadır. Yönetici lider olarak, kararlarınız karşısında sorumluluk bilincinin gelişmesini istiyorsanız, performansı etkileyecek karar süreçlerine çalışanınızı dâhil etmelisiniz. Özgür irade, içinde olduğu fikrin arkasında tutarlılığı sever. Fikre ve eyleme aitlik bağı kuramayan çalışan, sorumluluktan kaçar. Sizde kuşak farklılığıyla durumu anlamlandırmaya çalışırsınız. Sorun kuşaklar değil, sorgulamadan yapılan işlerin devrinin bitmesidir. Eleştirel düşünce önemli bir yetkinliktir. Sorgulama ve sorumluluk almak isteğinin sinyalini, fırsatını barındırır. İçinde hesap verebilirlikte taşımaktadır. Sizin yapmanız gereken tek şey, sürecin parçası olduğuna çalışanınızı inandıracak iletişim becerisini kurmak olacaktır. Çalışanı için sorumluluk almak istemiyor demek, ben onunla iletişim kuramıyorum demektir.
Bilinçli Olmak
Bilincin kendini gösterme şekilleri şunlardır.
1-Yaşamla kurduğumuz bağlantının anlamını bilmek ve bu bilginin hatırlatıcı olmasıdır. İç sesimize ya da sezgilerimize güvenmek, bu bağlantı ve anlamla ortaya çıkmaktadır. Vizyon ve misyonunuzla bağlantı kuramayan çalışanınız, yeterli bilgi olmamasının eksikliğini sorguluyor olabilir. Çalışanınızın kariyer yolculuğunda, sürekli hatırlatıcı bilginizin olması gerekmektedir.
2- Kurduğu bağlantının anlamıyla, maddi dünyanın eylemleri, planları ve olaylarıyla, kendi gözlem, deneyimlerini ilişkilendirmesidir. Bu dış dünya ile içerisi arasındaki anlamın bulunması, ikisi arasındaki mesafenin kapanmasını oluşturur. Kurumunuzdaki amaç, süreç ve verimlilik konularıyla çalışanınızın, içsel mesafesini kapatacak bakışın geliştirilmesine özen gösterin.
3- Kişinin içine doğru yaptığı yolculukta kendisini seyretmesidir. Kendini eleştirmesi ve bu sayede, deneyim kalitesi için denetleme ve gözlem zemini oluşturmasıdır. Çalışanın kendini seyretmesi, bir anlamda süreci ve sonuçları konusunda ayna tutulmasını gerektirir. Bu aynayı, ileri-geri bildirimler ve takdir ile yapabilirsiniz. Bu onu kışkırtacaktır.
Kışkırtmak, özgürlüğü müdahale etmeden, ihtiyacı doğrultusunda kişiyi yönlendirmektir. Kişi kendiliğinden aksiyon alma becerisini kazanıncaya kadar kışkırtmak gerekir. İş dünyasında konfordan çıkmak, farkındalığın artması, potansiyelin keşfi, sorumluluk almasını sağlamak vb söylemlerin oturduğu yer bu kışkırtmalardır. Performans yönetiminde, meydan okumaları, sorularla ve etkin dileme ile yapacak koçvari liderlerinizin olması gerekmektedir. Yoksa arının kovanına çomak sokan yöneticileriniz olur. Buda ya arıyı kaçırır, ya da kuruma zarar verirler.
İnsan bilincinin hareketleri ile iradenin hareketleri uyumlu oluncaya kadar otomatik davranışlar içinde olur. Tüm her şey bu otomatik davranışları kesintiye uğratmak üzerinedir. Otomatik davranışlar, gün içinde %95 karar süreçlerini oluşturmaktadır. Bunların büyük kısmı hayatta kalmak için olumsuza, eksik olana odaklı kararlardır.
Özgürlük
Meydan Larousse Ansiklopedisini arama motoru google gibi kullandığımız yıllarda özgürlük tanımı için şu ifade ile karşılaştım.’’Özgürlük; zorunluluğun bilincinde olmaktır.’’ Sabahları işe gitmek, kitap okumak, bahçedeki kediyi beslemek, projede yer almak, eve gelirken markete uğramak, takım olmak için esneklik, kariyer için çaba harcamak, çocuğu okuldan alınmak, misafir için evin toparlamak, mail kutunu düzenlemek, sabah 6’da yürüyüşe girmek vb bir çok davranışın zorunluluk içinde bilinçli seçimini kastediyor. Burada sana dayatılan, ya da senin dayattıklarınla seçimler yapılırken, insanın acı çekmesi veya haz alması arasında sıkışıp kalmışlığını görmekteyiz.
Özgürlüğün güzel tanımı, kendi kendini dizginleyen bilinçli ve ahlaklı özgürlüktür. Çirkin tanımı ise, özgürlük adına tutsaklığı getirendir. Güzel olandaki bilinç, sınırların ötesindekini kavrama açıklığına erişildiği için ahlaklıdır, sorumludur ve kendi kendini dizginler. Bu tatlı tutsaklığın zincirleri dahi özgürlük halkalarından yapılmıştır. Çirkin olanda ise toprağa ve maddeye yönelmiş, kısa süreli hesapları barındıran, gizli niyetlerin olduğu, ben senin adına en iyisini düşündüm, benim dediğim doğru ya da dünya cenneti sözü verilerek cehennemi yaratan, tutsaklı özgürlüktür. Özgürlük adına özgürlüğün kurban edilişinin kanları, özgürlüğü tutsaklığa boğar.
İnsanın kıymeti ve iradesinin sorumluluğu, onun bağlantıda olduğu evren ile belli düzen çerçevesinde, alabildiğince özgür olmasıdır. Bu bağlantının anlamı seçimleri yapan sen ile seçimlerin seni sen yapmasının idraki ile bütünleşmektedir. Olanakların önüne serilmişliğini görmekle, kısıtlanmış tutsaklığı seçmek, idrak ile mümkündür.
Olgunlaşma denilen, seçimlerin sizi siz yapmasıdır. Çok ağır ve yavaş ilerler. ‘’Bu böyledir, böyle olacaktır.’’ Böyle yapman lazım’’, ‘’Sen böyle yap’’ diyerek insana kesin hareket tarzı çizmek, onun gerçekten iyiliğine de olsa, sonucun güzelliğini azaltır. Olumsuzlukla sonuçlanan deneyimlerde ve istenilen başarı gelmediğinde, ‘’ben demiştim’’, ‘’söylediğimi anlamamışsın’’,’’ bu böylemi olur’’ sözleri duyulur. Sonuca göre taşıyacağınız sorumluluğun yükü artar. Hesap verile bilirlik, öğrenme ile idraka dönüşmez. Yargılanma, suçlanma, utanç ile bilginin yükü artırılır. Yolculuğu anlamlı yapan, merak ve heyecanı pekiştiren, düşe kalka olmak, başını sağa sola vurmaktır. Deneyim kalitesinin artmasını sağlayan, eylemlerde serbest bırakmak, elinden tutulan çocuk olmaktan kurtulması içindir. Adımlarını kendi hızlandırsın ki, bir gün koşmaya ve uzaklıkları aşmaya alışsın.
Korktuğumuz ve sevmediğimiz şeylerin, tekrar tekrar, yer, zaman ve kişiler değişmesine rağmen karşımıza çıkması, gözlem ve deneyimlerin kalitesi artsın diyedir. Olgunlaşmanın ağır ve yavaş olması ondandır. ‘’En son ayrıldığın ilişkin sana ne öğretti?’’ diye sorduğum bir arkadaş, bana ‘’insanlara güvenmemeyi’’ dediğinde gülümsedim. Güvenle ilgili bakışını değiştirecek hediyeyi almadığını fark ettim. ‘’Kendimi tanıdım, değerlerim, ilkelerim ve öze güvenin önemli olduğunu anladım’’ deseydi. Deneyimlerin fırsat ve hediyeler dolu olduğunu, deneyimlemekten korkmaması gerektiğinin idraki oluşurdu. Yolculuğu anlamlı kılan, meraklı, heyecanlı bir şekilde, sevginin keşfi olduğudur.
İş Dünyasında, Zorunluluk ve Özgürlük
Sorumlulukların her geçen gün artması, iş yerinde yeni görev ve eylemlerin dayatılması, yapmak zorundasın bakışını barındırmaktadır. Eylemler arasında çalışanınızın seçim hakkı yok ise, güvenin inşa etmeniz, faydayı anlatmanız ve değeri oluşturacak iletişimi kurmanız gerekmektedir. İnsan doğası seçenekler arasında karar vermeyi sever. Çünkü ‘’ben buldum, benim seçimim, ben öyle istedim, doğrusu bu’’ demek, kişinin içsel dengesiyle bağlantı kurmasını sağlar. Kurumların zorlandığı kısım bu bağlantıyı çalışanlarıyla kuramamasıdır. İstekli seçim ile zorunluluk olarak görmek, dikkat ve enerjinin belirleyicisidir. Dikkatini verdiğin konu, enerjinin yönünü belirleyecektir. Enerjiyi oluşturan tutku, disiplin ve vizyon, anlam ile bağlantı kurmanı güçlendirecektir. O bağlantı seçimlerinin seni sen yapmasına hizmet edecektir. Bu dünyaya sana özel olan yeteneği fark etmeni sağlayacak ve bunun için gözlem, deneyim kalitesinin artmasına olanak sağlayacak fırsatlara katkı sağlayacaktır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Sosyal Medyada Paylaş

Popüler Yazılar

Bunları da sevebilirsiniz
Bunları da sevebilirsiniz

Mutfak Dünyasının Sessiz Dönüşümü ve Geleceğin Gastronomisi

Mutfağın sıcak buharları arasında, bıçağımın sebzeleri dansla kucakladığı anlarda...

Mutluluğun Sırrı: Alma Verme Dengesinin Gizemli Gücü

Hayatın her alanında, evde, sosyal çevremizde ve iş yaşamımızda...

Kozmetik Alışverişinin Getirdiği Mutluluk

Kozmetik alışverişi, birçok kişi için sadece bir ihtiyaç olmanın...

Teknolojinin hekimlik sanatına etkisi ve geleceğin tıbbı

“Hekimlik, bilimle beslenen bir zanaat, insanla bütünleşen bir sanattır,...