Son yıllarda şirketlerin en kritik departmanlarından biri haline gelen insan kaynakları birimlerinin yapılanması, üzerinde hassasiyetle durulması gereken bir konu. 20 yılı aşkın iş hayatım boyunca gözlemlediğim kadarıyla, doğru yapılandırılmış bir İK departmanı şirketin başarısında çarpan etkisi yaratırken, eksik ya da yanlış yapılandırılmış bir İK departmanı tüm organizasyonu olumsuz etkileyebiliyor.
Peki nasıl bir İK departmanı kurmalı? Hangi pozisyonlar olmazsa olmaz? Bu soruların yanıtlarını sizlerle paylaşmak istiyorum.
Her şeyden önce, departmanın başında vizyoner bir İK Direktörü bulunmalı. İK Direktörü sadece operasyonel süreçleri yöneten bir yönetici değil, şirketin insan kaynağına yönelik stratejik kararları alan, üst yönetimle koordineli çalışarak organizasyonun geleceğini şekillendiren bir lider olmalı. Günümüzün rekabetçi iş ortamında, İK Direktörünün iş zekası ve liderlik becerileri, departmanın başarısında kilit rol oynuyor.
İşe alım tarafında ise deneyimli uzmanlardan oluşan bir ekip şart. Yetenek savaşlarının yaşandığı günümüzde, doğru adayları bulup organizasyona kazandırmak her zamankinden daha önemli. İşe alım uzmanları sadece mülakat yapan kişiler değil, şirketin işveren markasını yöneten, sosyal medyayı etkin kullanan, aday havuzunu sürekli canlı tutan profesyoneller olmalı.
Eğitim ve gelişim konusu ise bambaşka bir uzmanlık alanı. Bu alanda görev yapacak uzmanların sadece eğitim organizasyonu yapması yetmez. Çalışanların gelişim ihtiyaçlarını doğru analiz eden, modern öğrenme metodlarını takip eden, yetenek yönetimi programları tasarlayan ve uygulayan bir ekip gerekli. Özellikle dijital dönüşüm sürecinde, çalışanların yeni yetkinlikler kazanması hayati önem taşıyor.
Özlük işleri ve bordro tarafı, İK’nın belki de en hassas alanlarından biri. Bu konuda görev yapacak uzmanların hem yasal mevzuata hakim olması, hem de detaylara özen göstermesi gerekiyor. Bir bordro hatası ya da eksik bir yasal bildirim, tüm şirketi zor durumda bırakabilir. Bu nedenle bu alanda çalışacak uzmanların seçiminde titiz davranılmalı.
Çalışan ilişkileri konusu ise son yıllarda giderek önem kazanan bir alan. Y ve Z kuşağının iş hayatına girmesiyle birlikte, çalışan bağlılığını sağlamak ve sürdürmek zorlaşıyor. Bu alanda görev yapacak uzmanların güçlü iletişim becerilerine sahip, empati kurabilen, çatışma yönetimi konusunda deneyimli kişiler olması gerekiyor.
Modern İK departmanlarının olmazsa olmaz bir diğer pozisyonu ise İK İş Analisti. Veri odaklı karar alma süreçlerinin önem kazandığı günümüzde, İK metriklerini takip eden, anlamlı raporlar hazırlayan, İK teknolojilerini yöneten bir uzmanın varlığı kritik önem taşıyor.
Ancak unutulmamalı ki, bu pozisyonların her birinin ayrı uzmanlık gerektirmesine rağmen, İK ekibinin bir bütün olarak uyum içinde çalışması şart. Departman içi iletişimin güçlü olması, bilgi paylaşımının düzenli yapılması ve ortak hedefler doğrultusunda hareket edilmesi başarının anahtarı.
Şirketin büyüklüğüne ve sektörüne göre bu pozisyonların bazıları birleştirilebilir ya da alt uzmanlık alanlarına ayrılabilir. Önemli olan, İK fonksiyonlarının eksiksiz yerine getirilmesini sağlayacak yapının kurulması. Bu yapı kurulurken, şirketin kültürü, ihtiyaçları ve gelecek hedefleri mutlaka göz önünde bulundurulmalı.
Son olarak şunu da belirtmeliyim ki, İK departmanının başarısı sadece ekip üyelerinin bireysel yetkinlikleriyle değil, bir orkestra gibi uyum içinde çalışabilmeleriyle mümkün. Bu nedenle ekip üyelerinin seçiminde teknik yetkinlikler kadar, kişilik özellikleri ve kurum kültürüne uyum da dikkate alınmalı.
Unutmayalım ki, insan kaynakları departmanı, organizasyonun kalbidir. Bu kalbin sağlıklı atması için, doğru insanlardan oluşan, iyi yapılandırılmış bir ekip şarttır.
İnsan Kaynakları Departmanının Olmazsa Olmaz Ekip Üyeleri
Tarih