Ebeveynlerin Hayalleri Sizin Hedefleriniz mi Oldu?

Tarih

X kuşağının çocukluğunda bilgisayar, dijital oyunlar, Youtube, Instagram, binlerce alternatif barındıran digital platformlar veya okul servisleri yoktu. Bunların yerine tek tv kanalı, kitaplar, sokakta oynanan oyunlar, kendimizin veya büyüklerin yaptığı oyuncaklar vardı. Okul dahil hemen hemen her yere yürüyerek giderdik. Hem düşünmek hem de hayal kurmak için bolca vaktimiz olurdu. Kitap okurken kendimizi kahramanların yerine koyar hayallere dalardık. Evdeyken düşünmek ve sıkılmak için bolca zamanımız olurdu. Sokaktaysa oyunun hakkını verirdik. Özgürce yaramazlık yapmaya bolca vaktimiz olurdu, ta ki sokak lambaları yanıncaya kadar.
Ansiklopedilerde gördüğüm füze ve aya iniş fotoğraflarını gördüğümden beri Astronot olmayı, bayramlarda üzerimden geçen uçakları gördükçe ise pilot olmayı hayal ederdim. Okul başlayınca hayallerin yerini yavaş yavaş içinde yaşanan kültürün ve ebeveynlerin hedefleri almaya başladı. Ucuna da ödüller koyuldu. Korsan olmayı hayal ederken, iyi bir çocuk olduğun için alınan futbol topu kafanı karıştırdı. Hayaller mi yoksa hedefler mi?
Yıllar sonra anladım ki aslında ebeveynlerin gerçekleştiremedikleri hayalleri çoğu zaman çocuklarının hedefleri oluyordu. İyi derecede yabancı dil bilmek, O Üniversiteyi kazanmak, doktor veya mühendis olmak, toplumda kabul görmek. Bu hedeflerin hepsi geçmişin ulaşılamayan hayallerinin keşkeleri ve silinmeyen ayak izlerini taşıyordu.
Yaş aldıkça, kendi ayaklarımızın üzerinde durmaya becerebildikçe, artık hayallerimizi gerçekleştirebilmek için kendi hedeflerimize yer açmaya başlıyabiliyorduk. Ayakları daha çok yere basan ama hala gerçekleştiğini düşündükçe gözlerimizi ışıltadan hayellerimiz.
2019 yılında Corana salgını nedeniyle evlere kapanan milyonlar bir çok hayallerine kavuştular. Trafik derdi olmadan evden çalışmak, uzaktan eğitim ile okula gitmeden sınıf geçmek gibi. İşte o zaman daha net anlaşıldı ki hayallere ulaşmak için yapılan yolculuk, hayalin gerçekleşmesinden daha keyifli olabiliyordu. Oruç tutan birinin iftarda neler yiyeceğini hayal edip sabretmesi, iftar kadar keyifli olabiliyordu mesela. Uzakta olan sevgiliyle güzel bir hafta sonu geçirmenin hayali ise bir başka olurdu sonunda vuslat varsa…
Uzun süre beyaz yaka olarak çalışan profesyonellerde zamanı geldiğinde çalışmadan hayatlarını idame edecekleri kadar birikim, dünyayı gezecek imkanlar hayal ederler. Çocuklarının kendi ayaklarının üzerlerinde durabilecek seviyeye gelmeleri için çırpınırlar, farkına varmadan, hayalleri çocuklarının hedefleri olur. Bir de yıllarca hayal ettikleri hobi gibi zevk aldıkları, mutlu olacakları kendi seçtikleri işi yapabilme nirvanası vardır.
Bu nirvanaya ulaşan profesyonellerden bir tanesi de asker arkadaşım Mustafa’dır. Bir çok şirkette önemli rollerde çalışıp farklı yerlerde genel müdürlük yaptıktan sonra, hayallerini süsleyen dededen gelen tecrübelerin de ışığında Türkiye’nin en lezzetli zeytin ve zeytinyağlarını üreteceği cennetini yaratmak ve durmadan çıtayı daha da yükseklere çıkartarak dünyaca kabul edilebilir seviyeye gelip, ödüller almak.
Ancak bu yol ayrımında hangi yolun seçileceği kararını vermek pekte kolay olmayacaktır. Her şeyin kontrolünüzün altında olduğunu sandığınız altın kafesiniz olan konfor alanında kumda oynamaya devam etmek mi yoksa hep hayalini kurduğunuz hayal okyanusuna yelken açmak mı?
Hayallerinin peşinden, inandığı yoldan giderek farklı tür zeytinlerle farklı metodları birleştirerek hayallerinin peşinden koşmaya başlayan Mustafa ve hayat arkadaşı, birbirlerine verdikleri destek ve inançlarının verdiği güçle her yıl daha da güzel işlere imza atmaya başladılar.
Zeytinyağlarını ilk tattığımda sanki çağla yemişim gibi hissetmiştim. Muazzam lezzeti ve nefasetiyle başımı döndürmüştü. Zeytine ve zeytinyağına bakışım değişmişti. Markaları Bozelli için ben zeytinin elli tonu derken Mustafa yeşilin elli tonu diyordu. Zamanla acaba bu hevesi geçer mi diye düşünürdüm. Çok meşakatli, zahmetli ve sürekli ilgi isteyen bir yolculuktu. Bir bebeğin, ergenliğe ulaşana kadar sevgiye, ilgiye, ihtiyaç duyması gibi özveri istiyordu. Günün sonunda sadece rakamsal hesaplar yoktu. Aşkı sadece hesap, kitapla nasıl tarif edebilirsiniz ki. Bu sevda her geçen yıl, zeytin ağaçlarının toprağın daha da derinlerine kök salması gibi sağlamlaştı.
Hayallerle hedefler aynı çizgi de buluştuğunda artık çalışmak bir görev olmaktan çıkıyor, haz duyulan bir yolculuk başlıyordu.
Hedefler sizin veya bir başkasının olsa da gerçekleştiğinde başarı sizindir. Oysa sadece sizin hayalleriniz gerçekleştiğinde gerçekten kanatlanıp uçarsınız. Ancak hedeflere ulaşmanın verdiği geçici hazzın bağımlılık hissi, sizi sürekli yeni hedefler ve başarılar kısır döngüsüne hapseder. Bu fasit daireden çıkmak için hayallerinizin merkez kaç kuvvetinin yeterince güçlü olması ve size alıp harikalar diyarına götürmesi gerekir.
İçinizdeki yaramaz çocuğu dinleyin o size hayallerinizi hatırlatacaktır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Sosyal Medyada Paylaş

Popüler Yazılar

Bunları da sevebilirsiniz
Bunları da sevebilirsiniz

Mutfak Dünyasının Sessiz Dönüşümü ve Geleceğin Gastronomisi

Mutfağın sıcak buharları arasında, bıçağımın sebzeleri dansla kucakladığı anlarda...

Mutluluğun Sırrı: Alma Verme Dengesinin Gizemli Gücü

Hayatın her alanında, evde, sosyal çevremizde ve iş yaşamımızda...

Kozmetik Alışverişinin Getirdiği Mutluluk

Kozmetik alışverişi, birçok kişi için sadece bir ihtiyaç olmanın...

Teknolojinin hekimlik sanatına etkisi ve geleceğin tıbbı

“Hekimlik, bilimle beslenen bir zanaat, insanla bütünleşen bir sanattır,...