Borsa ile bir şekilde haşır neşir olanlar günde iki seans olduğunu söylerler. İlki sabah başlayıp akşam 18.10 da biten reel seans diğeri ise hiç ama hiç bitmeyen “Keşke” seansıdır. Özellikle taze yatırımcılar hisseyi en düşük fiyattan alıp en yüksekten satarak en yüksek kazancı elde etmek ister ve bu hayalin peşine düşerler. Bu motivasyonla tecrübeli borsacıların kolayca ağına düşüp zarar ederler. Biraz tecrübe kazandığınızda bunun piyangodan para kazanmak kadar zor olduğunu fark eder daha makul kazançlara razı olursunuz. Borsa’da para kazanma işi hem bilgi ve tecrübe hem de ciddi bir disiplin gerektirir. Mantık çerçevesinde aldığınız kararları özellikle canlı seans takibi yapıyorsanız uygulamanız pek mümkün olmaz. Ekranın sihrine kapılıp duygusal kararlar vermeye başladığınız an artık ipler sizin elinizden kayıp gitmeye başlamıştır. Hele bir de kayıplarınız olduysa kazanma hırsının yarattığı girdapta nefessiz kalmanız içten bile değildir. Gün sonunda ise yapılan yanlış işlemlerden dolayı yaşanan pişmanlıklar ve keşke seansları başlar. Keşke yükseldiğinde satsaydım, keşke yükselmeden alsaydım, keşke kredili işlem yapmasaydım, keşke, keşke, keşke…….
Konuyu Borsa tarafından ele alarak yazıya başladım ancak bu keşkeler silsilesi her konuda sizi avcuna alıp depresif bir bulutun içine çekebilir. Bu durum sizin de başınıza gelmedi mi? Olumsuz bir durumu tekrar tekrar düşünüp, keşke zamanı geri çevirebilseydim, keşke şunu da söyleseydim, her şeyi düzeltebilseydim diye düşünmediniz mi?
Büyük ihtimalle cevabınız evet olacaktır. Zihinde tekrarlayıcı bir şekilde devam eden olumsuz düşüncelere zihinsel geviş getirme (ruminasyon) deniyor. Ruminasyon, Latince “ruminare” kelimesinden gelir ve aslında geviş getiren hayvanların yiyeceklerini tekrar çiğnemesine atıfta bulunur.
Düşüncenin Kısır Döngüsüne kapılıp ruminasyon bozukluğu yaşayan kişi olumsuz düşünceleri tekrar tekrar zihnine getirme davranışından kendini alıkoyamaz.
Ruminasyonun başlıca sebepleri, stresli ve gergin durumlar, travmatik olaylar ve karşılaşılan zorluklardır. Stres yaratan olayları algılama biçimi ve bununla baş edebilmek için verilen duygusal tepkiler ruminasyonun istemsiz olarak ortaya çıkmasına neden olur. Sürekli olumsuz düşünceler içinde boğulmak, kişinin duygusal dayanıklılığını azaltır. Yaratıcılığı, problem çözme becerilerini olumsuz etkileyip günlük işlevselliğini düşürür. Uzun süreli stres ve kaygı, bağışıklık sistemini zayıflatır, uyku düzenini bozar ve hatta kardiyovasküler sorunlara yol açar. Sosyal anlamda kayıplara sebep olur.
Düşünme kısır döngüsünün çekiminden çıkamayanlar, karşılaşılan sorunlara daha kötümser çözüm yolları üretir ve sorunların kendileriyle ilgili olduğu alanlarda daha eleştirel ve suçlayıcı bir tutum sergilerler. Bunun sonucunda, sorunlara çözüm yolu üretmede isteksiz, yetersiz ve güvensiz bir kişilik yapısı oluşmaya başlar. Kadınlarda, erkeklere oranla ruminatif düşünce biçimi daha da yaygın görülür.
Ayrıca, kişi geçmiş yaşantısını değerlendirirken olumsuz deneyimlerini sık sık zihninde tekrarladığı için başarılarını küçümseme, yaşamının büyük bir çoğunluğunun olumsuz deneyimlerle dolu olduğunu düşünme ve yaptığı hataları genelleme eğilimindedir. Bunun sonucunda hissedilen umutsuzluk duygusu kendini olumsuz değerlendirme eğilimi ve depresyona neden olur.
Ruminatif düşünce biçimi kişilerarası ilişkileri olumsuz yönde etkiler. Kişilerarası ilişkilerde bağışlama davranışı azalır ve öç alma eğiliminde artış meydana gelir.
Bu kadar olumsuz etkisi olan rumimasyonu neden yapıyoruz?
Beynimiz hayatta kalmaya odaklı olduğu için olumsuz olaylara daha fazla dikkat gösteririz, çünkü bunlardan ders çıkarmak bizi gelecekteki olası tehditlere karşı korur. Ancak modern dünyada, sürekli olumsuzlukları düşünmek genellikle işe yaramaz ve duygusal sağlığımızı olumsuz etkiler.
Stres, düşük özgüven, geçmiş travmalar ve hatta sosyal medya kullanımı bile ruminasyon eğilimini artırabilir. Özellikle sosyal medya, kişilerin kendilerini başkalarıyla kıyaslamasına neden olarak ruminatif düşünceleri tetikleyebilir. Aynı zamanda mükemmeliyetçilik ve kendine aşırı yüklenme eğilimi olan bireyler, hatalarını sürekli düşünerek kendilerini yıpratabilirler.
Zihinsel Geviş getirme ile baş edebilmek için neler yapılabilir?
1) Bazı durumlarda sadece farkına varmak bile tekrar tekrar düşünmeyi azaltabilir.
2) Tetikleyicilerden uzak durulmalıdır. Sürekli olumsuz şeyler konuşan ve onunla görüştükten sonra kötü hissettiğiniz arkadaşlıkları gözden geçirin ve uzak durun. Dinlediğiniz bir şarkı sizi kötü hissettiriyorsa o şarkıyı dinlemekten vazgeçin. Enerjinizi yükseltecek neşeli müzikler dinleyin, dikkatinizi farklı ve olumlu yönlere odaklayın. Egzersiz yapın.
3) Kendinizi analiz edin. Sürekli düşündüğünüz olay nedir? Hangi zamanlarda daha çok yapıyorsunuz? Yaşadığınız o olayın altında yatan ve size rahatsızlık veren duygu nedir?
4) “Keşke” ve “Olmasaydı ne olurdu?” gibi soruları düşünerek yaşadığınız durumu değiştirmeye yönelik düşüncelerinizle zaman kaybetmeyin. Yaşam bir bütündür, içinde olumlu durumların yanı sıra olumsuz durumlarında olduğunu kabul edin. Geçmişi değiştiremezsiniz, fakat geçmişe dair olan algılarınızı değiştirmek sizin elinizdedir.
5) Yalnızlık ruminatif düşünceleri tetikler. Bu nedenle sevdiklerinizle, arkadaşlarınızla daha sık vakit geçirmek, sosyallik, kendinizi iyi hissetmenize yardımcı olur.
6) Meditasyon yapın.
Hepimizin zaman zaman yaşadığımız ruminasyon, kendimizi sözlerini mırıldanırken bulduğumuz pek çok şarkıya da ilham olmuştur. Teoman’ın “Renkli Rüyalar Oteli” şarkısında “Aynı filmi başa sarıp sarıp izlemekten bıktım, usandım” veya Şebnem Ferah’ın “Sil Baştan” şarkısında “Sil baştan başlamak gerek bazen, Hayatı sıfırlamak” dizelerini içimizi titreten örnekler olarak verebiliriz.
Geçmişin gölgesinde zihinsel geviş getirerek yaşamak yerine, rotamızı istediğimiz gibi şekillendirebileceğimiz geleceğe çevirip daha sağlıklı bir zihin yapısına yelken açtığımız günlerde görüşmek üzere.
Borsa’da Keşke seansları,Zihinsel Geviş Getirme (Ruminasyon)
Tarih
Büyük bir problemin anlaşılması ve çözümü hakkında bilgiler için teşekkür ederim. Yani geviş getirmeden lokmayı yutup digerine başlamalı sanki.